21 Haziran 2016 Salı

Kitap | Sweet Trilogy (Tatlı Şeytan, Tatlı Tehlike, Tatlı Hesaplaşma)

                 

                                           Zevk, Günahın Tuzağıdır…


 
   Wendy Higgins'e ait olan bu üçlemeyi sadece kapaklarını görsem asla almazdım muhtemelen. Çünkü ne kapaktaki kız tarif edilen Anna, ne de kapaktaki oğlan tarif edilen Kaidan. Neyse ki  Sıla'nın ellerinde gördüm bu kitabı ve bir yerde denk gelince de okumaya karar verdim.
     Aslında kitap klasik fantastik romanlara birazcık benziyor. Anna Whitt doğduğu günü hatta daha öncesini hatırlayan, bu günlere "Karanlık Günler" ismini veren, anne babası olmayan bir kız. Onun koruyucu annesi Patti. Patti ile beraber Georgia'da yaşıyor. Ve o küçüklükten biraz değişik. İnsanların duygularını hissedebiliyor. Ve o duygularını bedenlerini sarmalayan renkli auralarında görebiliyor. Bir de 5 duyu organı çok çok daha fazla gelişmiş durumda. Yaraları bir kaç saate kadar iyileşebiliyor. Anna elbette ki bunun farkında ancak bunun kendisini de içine alacak bir dünyanın özellikleri olduğunu bilmiyor. Ta ki en yakın arkadaşı Jay'le  gittiği konserde, baterist Kaiden Rowe ile tanışana kadar.

                                                  Dikkat! Baya Bi Spoiler içerir. 


    Kitapların hepsini tek tek yorumlamak isterdim ancak o kadar çabuk bitirdim ki olaylar sadece seri bütünlüğüyle var şimdi. Hangi kitapta ne oldu tam olarak bilmiyorum yani.
    Anna'nın yeni adımını attığı bu dünya: İblisler Dünyası. Ve Anna'nın kendisi de bir Nefilim. Annesi insan babası İblis olan çocuklara bu isim veriliyor ancak Anna'nın durumu biraz karışık. Çünkü onun annesi bir insan değil. Bir ışık meleği. Bu yüzden Anna kitabın "seçilmiş kişisi." Anna'nın babası kendi doğduğu ve annesinin (bedeninin) öldüğü gün uyuşturucu satıcılığı suçundan hapse giriyor çünkü o Madde Bağımlılığı Dükü. Her büyük günahın bir Dükü var. Ve onların Nefleri. Nefler babalarının yaptığı işi yapmak zorundalar. İstedikleri hayatı yaşayamazlar. Eğer Şehvet Dükünün oğluysan (Kaidan gibi) günlük bir kadını yatağa atmak zorundasın yoksa çalışmış sayılmazsın ve bunun bedeli sana ağır ödetilir. Ah, bir de lejyonerlar var. Havada süzülüp insanların kulağına kötülük fısıldayan iblisler.

     Tabii ki de her fantastik kitapta olduğu Anna bunları 16 yaşına gelince öğreniyor. Ve ilk kitap sırf bunların hepsini öğrenmesiyle dolu. Bir de kendini Kaidan'a aşık olmamaya zorlamasıyla.

    Anna ve Kaidan Made Bağımlılığı Dükünü görmek için LA'e giderken elbette ki aralarında bir çekim oluşuyor. Ve bizim küçük Anna'mız Kiadan Rowe'a aşık oluyor. Ancak bu da yasak. Nefler arasında ilişki olamaz. Bu dünyayla doğduğundan beri iç içe olan Kaidan neler olabildiğini bildiğinden kendini sürekli geri çekiyor. Anna'dan uzak durmaya çalışıyor. Şehvet Nefili olduğu halde.
 
   Bu arada Nefillerin hepsinin babalarının alanına bir çekimi var. Yani Anna uyuşturucu ve alkole inanılmaz bir çekim duyuyor.Yine de o iyi bir kız ve onlardan uzak durmayı başarıyor. Zorla çalışırken hariç.
 
      Babası hapisahaneden çıktıktan sonra Anna'nın eğitimi başlıyor. Ve aslında Madde Bağımlılığı Dükü'nün diğere düklerin aksine yaptığı işten nefret ettiği ve zamanında Şeytan'nın tarafına geçtiği için pişmanlık duyduğu anlaşılıyor. Anna çalışır gibi görünse de babası onu çalışmaya hiç zorlamıyor.Tüm bunlar yaşanırken küçük kızmız bir de Kaidan'a olan aşkıyla baş etmeye çalışıyor.

 
  Bir de oldukça yaşlı Rahibe Ruth var. Anna'nın doğumu sağlayan nefil. Anna Rahibe Ruth'un sadece ruhuyla konuşuyor. Ve kalbindeki masumiyetle seçilmiş nefil olduğunu öğreniyor. Erdem Kılıcı ona veriliyor. Böylece savaş içten içe başlıyor. Tüm dükleri yok etme savaşı.

   İkinci kitap paso kendilerine müttefik nefiller bulmalarıyla geçiyor ve Kaidan hala Anna'dan uzak duruyor. Üçüncü kitaptaysa Kaidan sırf Anna'ya layık olabilmek için kendini tehlikeye atarak çalışmayı kesiyor. Anna, Kıskançlık Dükü'nün oğlu Blake ve Kaidan'a planı anlatmak içeri LA'e geldiğinde ise aralarında "şey kaçınılmaz oluyor. Ve artık Kaidan korkularına rağmen Anna'ya kalbini açıyor. Sonrasında Anna'nın masumiyetini kaybetmemesi ile alakalı bir konuyu halledilmek için evleniyorlar. İkisinin de buna karşı çıktığı yok tabii.
   
   Bu sırada ise Dükler, Madde Bağımlılığı Dükü ve Anna'dan oldukça şüpheleniyorlar. Tam da bu şüphelerin ortasında Anna Patti'yi kurtarmak için bir lejyonerin karşısında Erdem Kılıcını kullanmak zorunda kalıyor. Ve bunun sonrasında Dükler Anna'yı yakalıyorlar. Seçilmiş Nef'i öldürmek için yapılan zirve ise savaşın gerçekleştiği mekan oluyor.


Evet çok fazla ayrıntıya girdiğimin farkındayım. Ancak kitabı anlatmak konusunda çok heyecanlıydım ve oldu işte. Bana kalırsa kitap oldukça klasik bir fantastik ama  güzel. Betimlemeler ve duyguların anlatımı çok hoşuma gitti. Ve dediğim gibi çok akıcı. Ben 3 kitabı 2 güde bitirdim.Bir efsane değil elbette. Ama okumanızı öneririm. Umarım yararlı bir yazı olmuştur. Gelecek yayınlarda görüşmek üzere. Hoşçakalın!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder